Cildimiz bedenimizin en büyük organı ve koruyucu bariyeridir. Kendini korumak ve nemlendirmek için sebum salgılar. Sağlıklı kalabilmesi için ona düzenli bakım yaparak cildin doğal dengesini desteklemek gerekir. Cilt bakımında birçok farklı ürün ana akım kozmetik üreticileri tarafından piyasaya sürülür ve bu ürünler amaçlarına göre kimyasallar içermektedir. Örneğin lekeleri ve izleri gidermek için cilt soyucu ürünler, iltihaplı sivilce ve aknelere karşı içeriğinde alkol bulunan ürünler gibi cildi incelten ve bariyerini zayıflatan ürünler çokça kullanılmaktadır. Estetik kaygılarla başvurulan bu ürünler cildi kurutur, zayıflatır, cilt bariyerini inceltir ve uzun vadede erken yaşlanma belirtilerinin ortaya çıkmasına sebep olur.
Cildimiz doğal dengesini sebum üreterek korur. Sebum, insan derisinde bulunan bir yağdır. Sebum, yağ bezleri adı verilen küçük bezler tarafından üretilir ve derinin doğal nem dengesini korumak için önemlidir. Sebum, insan vücudunun diğer yağlarından farklı olarak, cildin yüzeyinde bir film şeklinde koruyucu bir bariyer oluşturur ve cildin nemini korumaya yardımcı olur. Cildin doğal sebum dengesini bozan sert sabunlar, temizleyiciler, asit içeren serum ve kremler, alkol içeren tonikler kullanıldığında cilt kendi dengesini koruyabilmek için daha fazla sebum salgılamak zorunda kalır ve doğal olarak gözeneklerimiz büyür sonrasında da sivilce ve akne sorunu yaşayabiliriz.
Cildi zayıflatan ürünleri kullanmamış olsakta ilerleyen yaşa ve hayat tarzımıza bağlı olarak cildimizin ürettiği sebumun miktari ve kalitesi azalabilir. Bu da cildimizde kuruluk ve kırışıklık olmasına, incelmesine ve zayıflamasına sebep olur. Eğer cildimizi koruyan bu tabakayı desteklemezsek oluşan kuruluğa bağlı cilt problemleri nedeniyle cildimizin bazı bölümleri koruyucu bariyer özelliğini yitirir. Bu da semptomları kaşıntılı kızarıklıklar, pul pul dökülmeler olan cilt rahatsızlıklarına zemin hazırlamış olur.
Türkiye’de internet platformlarında en çok aratılan hastalıkların cilt hastalıkları olduğunu biliyor muydunuz? Bu rahatsızlıkların da başında gelen konular sırayla ben ve cilt lekeleri. İkisinin de aslında kök nedenlerinden biri genetik yatkınlık ama daha önemli nedeni güneşin zararlı UVA ve UVB ışınlarının cilde temas etmesi ile melanositlerin aktivitesinin değişime uğramasıdır. Cilt bariyeri incelmiş ve koruma tabakası her gün çeşitli kimyasal ürünlerle zarar görmüş bir ciltte ben, leke ve diğer sorunların oluşması hiç de şaşırtıcı değil.
Peki her şey nasıl başladı?
Ergenlikte yaşanan sivilce sorunun bir dönem olarak hayatımızdan geçmesine izin vermeliydik. Bazılarımız estetik amaçlarla cildimizi sert ürünlerle kurutarak bugün yaşadığımız cilt sorunlarına zemin hazırlamış olduk. Güzellik endüstrisinin bizden beklentileri büyük. Önce doğal bir süreç olan ergenlikte sivilcelerimizi gözümüzde büyütüp onlarla savaşmamız konusunda bizi yüreklendirdiler. Kullandığımız temizleyici ve toniklerle cildimizin koruyucu tabakasını üzerinden soyduk sonrasında ise nemsizlik için bize yeni ürünler sattılar ve kızarıklıklar için de başka ürünler. Cildimizi kuruttuğumuz için, cilt kendini koruma amaçlı daha çok sebum salgıladı ve gözeneklerimiz büyüdü ama bunun için de bir ürünleri vardı “gözenek sıkılaştırıcılar”.
Ergenlikte yaşanan sivilce sorunun bir dönem olarak hayatımızdan geçmesine izin vermeliydik. Güzellik endüstrisinin bizden beklentileri büyük.
Oysa sağlıklı beslenme, stresle mücadele, uyku ve doğru cilt bakımı ile mis gibi ciltlerimiz olabilir.
Cildin doğal asit mantosu olan sebum tabakası yağ asitlerinden oluşur ve pH’ı 5.5 dir. Yağ bazlı aromaterapik ürünlerin formülleri doğal ve organik yağların içinde bulunan omega 3, omega 6, e vitamini, d vitamini, stearik, palmitik, linoeik, oleik, laurik, kaprilik, kaprik asit gibi yağ asitleri içermektedir. Bu yağ asitlerinin faydalarına tek tek bu yazımızda değinmeyeceğiz. Fakat cildin doğal koruma tabakasını destekleyerek, nemlendirdiğini net bir şekilde ifade edebiliriz. Aynı zamanda yaşlanma belirtilerini önlemede, canlı ve parlak görünümü desteklemede oldukça etkili elemanlardır.
Ayrıca su bazlı ürünlerde ne kadar doğal olursa olsun (ki ana akım kozmetik mağazalarında doğalını bulmayı pek beklememeliyiz) mutlaka koruyucu içerdiğini unutmamalıyız. Su içeren bir üründe mikrobiyolojik aktiviteler çok hızlı oluşur ve dolayısıyla ürünün bozulmaması için mutlaka formüle kimyasal bir koruyucu eklenir. Oysa ki yağ bazlı aromaterapik ürünlerde buna gerek yoktur.
Yağ Bazlı Ürünler Alışma Süreci Gerektirebilir
Belki bütün bunları hali hazırda göz önünde bulundurup cilt bakımınızda doğal ürünleri denediniz ve etkili olmadığını düşündünüz. Belki yağ bazlı bir krem kullandınız ve sivilce oluştu. Belki de hep alıştığınızdan farklı bir dokusu olan bu kremi sürdüğünüzde hoşunuza gitmedi. Hepsi olabilir. Cilde yıllardır uygulanan kimyasal bombardımanından sonra bu yeni rutine uyum sağlamanın biraz zaman aldığını çok iyi biliyoruz. Bu nedenle cildinize temiz ve zengin içeriklerle üretilmiş cilt bakım ürünlerine alışması için biraz zaman vermeyi deneyebilirsiniz. Bir süre sonra “cildine ne kullanıyorsun? Eskisine göre daha iyi görünüyor.” şeklinde geribildirimler alacağınıza eminiz. Ve alışılmışın dışına çıkmış olmanın verdiği hisle biraz kalmak, yeniye alan açmak için iyi bir başlangıç olabilir…
Bir süre sonra “cildine ne kullanıyorsun? Eskisine göre daha iyi görünüyor.” şeklinde geribildirimler alacağınıza eminiz.
Yağ Bazlı Bazlı Ürünler Cildi Hangi Şekillerde Nemlendirir?
Yağ bazlı aromaterapik ürünlere karşı açılan argümanlardan biri de içerdiğinde su olmadığı için cildi nemlendirme kapasitesi olmadığı. Oysa bu çok yanlış. Gelin birlite yağ bazlı ürünlerin cildi nasıl nemlendirdiğine bakalım:
Nem Kilidini Oluşturma: Sağlıklı bir cilt içeriğinde %10-20 oranında su barındırır. Cildin en üst tabakası ise lipitler ve doğal nem faktörleri (NMF / Natural Moisturising Factor) adı verilen bazı bileşenlerden oluşur. Bu yapıların sağlığı cildin nem tutma kapasitesini doğrudan etkiler. Cildi zararlı kimyasallar ve koruyucular içeren ürünlerle yıprattıkça bu tabakanın fonksiyonunun bozulduğundan bahsetmiştik. Böylelikle ciltteki nemin buharlaşarak kuruluk, tahriş ve çeşitli cilt rahatsızlıklarına yol açtığını konuşmuştuk. İşte yağ bazlı kremler, cildin üzerinde koruyucu bir bariyer oluşturarak buharlaşma hızını yavaşlatır ve nem kaybını önlemeye yardımcı olur. Bu, cildin daha uzun süre nemli kalmasına yardımcı olabilir.
Cildi Besleme: Birçok yağ bazlı yüz balmı ve kremi, esansiyel yağlar, doğal yağlar ve yağ asitleri gibi bileşenler içerir, bu da cildi beslemeye ve nemlendirmeye yardımcı olur. Bu bileşenler cildin doğal yağlarını yeniler ve cildin dokusunu ve görünümünü iyileştirir. Ayrıca beslenen ve sağlıklı fonksiyon yürüten cildin Doğal Nem Faktörleri böylelikle atmosferik nemi cilde çekme yetilerini tekrar kazanarak cildin nemlenmesine ayrıca katkıda bulurlar.
Cildi Yumuşatma: Yağ bazlı yüz balmı ve kremleri ayrıca cildi yumuşatmaya yardımcı olur, böylece daha pürüzsüz ve esnek hissettirir.
Gördüğünüz gibi aslında cildimiz kendini içten besleyerek ve havadaki nemi kendine çekerek aslında su bazlı bir ürüne ihtiyaç duymadan kendini nemlendirebiliyor. Yeter ki biz ona gereken besini sağlayalım.
Ama yine de sizinle bir Bonus bilgi paylaşalım :) Yağ bazlı bir üründen maksimum faydayı almak için günlük rutinde nasıl kullanılması gerektiği ile ilgili size bir püf noktadan bahsetmek istiyoruz. Bunu nasıl mı yapıyoruz? İşte bizim günlük mucize rutinimiz şu şekilde:
Öncelikle cildi ihtiyaca göre ya sade su ile ya da yüz sabunundan faydalanarak temizliyoruz.
Temizlenmiş cildimize tercih ettiğimiz herhangi bir doğal bitki hidrosolünü spreyliyoruz (The Mystic Yüz Toniği veya The Immaculate Ton Eşitleyici Tonik bizim bu rutinde kullandığımız ürünlerimiz).
Sonrasında hidrosolün/toniğin kurumasını beklemeden hemen yağ bazlı kremimizi nazik bir masaj ile uyguluyoruz.
Böylece herhangi bir su bazlı, koruyuculu kremden sağlayamayacağınız kadar, hem de en taze mis gibi içerikleri olan bir nem bombasını cildinize sunmuş oluyorsunuz. Üstelik yağ bazlı ürünün oluşturacağı bariyer sayesinde de bu faydalı içeriği cildinize hapsetmiş oluyorsunuz.
Gaia Remedies ailesi olarak cildin doğal sebum ve nem dengesini koruyacak doğal ve organik yağlarla, bitki suları ile ürünlerimizi formüle ediyoruz. Vücudun bilgeliğine güvenerek kendi doğal dengesini koruyabilmek için destekleyici ürünler üretiyoruz. Bize iyi gelen, size de kalpten hediyemizdir.
Comments